KURAN-I KERİM VE ARKEOLOJİ : PEYGAMBERİMİZ HAKKINDA
Merhabalar.
Bu yazımda kafama takılan bazı konular hakkında yaptığım
çıkarımlarımı paylaşmak istiyorum Allah dilerse.
·
Siyer kitaplarında peygamberimizin okuma yazma
bilmeyen,saf bir insan gibi betimlenmesi beni ziyadesiyle üzmüştür
hep.Anlayamadığım bu bilgiyi veren insanların bunu hangi mantıkla
söyledikleridir.Allah’ın izniyle Peygamberimize yapılan bu mantıksız yakıştırmaların
ne kadar tutarsız olduklarını sizlere göstermeye çalışacağım.Öncelikle peygamberimizin
okuma-yazma bilmediğini tanımlamak için kullanılan Ümmi kelimesi,cahil
anlamında değil ‘’ Mekkeli’’ yada ‘’ AnaKentli ‘’ anlamına gelir.
Ayrıca Peygamberimize görev verilmeden önce
yaptığı işler onun kesinlikle cahil,okuma yazma bilmeyen bir insan olmadığının delilidir.Mesela
Peygamberimizin yaşadığı dönemdeki insanların ona verdiği Lakap olan ‘’ El-Emin
‘’ ismini ele alalım.Neden vermişlerdi bu ismi ona.Hem doğru sözlü olması hem de
hem de kendisine emanet edilen ticari
kervanları mükemmel bir şekilde idare etmesinden dolayı.Ticari kervan demek
büyük bir mali sorumluluk demek,para demek,hesap kitaptan anlamak,ticari bir
zekaya sahip olmak demektir.Peygambere cahil demek,şu an büyük bir holdingin
başında okuma yazma bilmeyen bir C.E.O olması demekle aynı şey.Düşünün tüm
zenginliğinin kaynağı ticari kervanlar olan bir kentten ve idaresinden
bahsediyoruz burada.Hem Peygamberimizin ilk eşi Hatice Annemizin onu
kervanlarının idaresini verdiğini ve yıllarca bu işi devam ettirdiğine akılda
tutalım.
Peygamberimizin başka dinlerin kitaplarını
okumadığı,etkileşime girmediği varsayımıyla uydurulduğunu düşündüğüm bu
rivayetlerin Kuran’da başka yansıması olduğu kanaatindeyim.Kuran peygambere
okumadın derken,sen bu inançlarla hiçbir zaman ilgilenmedin,tabii olmadın,herhangi
bir bilgin yok demek istemekte.
‘’ İşte
böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir
bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle
kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola
kılavuzluk etmektesin…’’
‘’ ŞURA
Suresi : 52
Ayet de göstermektedir ki,Peygamber herhangi
bir kitabın,herhangi bir dinin kurallarının inananı ve uygulayıcısı değildir,haliyle
bu dinlere uygun bir iman anlayışına da sahip değildir.Neticede Allah Peygamberimize
sen hiçbir zaman Ehl-i Kitap ( Yahudi ve
Hristiyan inançları veya türevleri ) değildin demekte.
En doğrusunu Allah bilir.
·
Yine Siyer kitaplarında Kuran’ın ilk inmeye
başladığı zaman hangi materyaller üzerine yazıldığı hakkında bilgiler
verilir.Genellikle deve kemiği,yapraklar vesaire vesaire diye gider,herkes
okumuştur bunları. Oysa Allah der ki ‘’ Yayılmış ince derilere yazılmış kitaba andolsun!’’
TUR SURESİ : 3
Bu ayette Kuran’ın ne üzerine yazıldığı
gayet açık anlatılmakta.Niye hala Kuran’ın böyle şeylere yazdığı bilgisi
verilir ki,ben bunun arkasında bir art niyet olduğunu ve bilinçli bir şekilde
uydurulduğunu düşünüyorum.Şöyle ki,bu rivayet ileride Kuran’ın eksik ve ekleme
yapılmış bir kitap olduğuna dair bir inanışa sebep teşkil edecek bir hainlik
içermekte,ki bu da ileride gerçekleşiyor ve Recm cezası ayetinin yazılı olduğu yaprağın
bir keçi tarafından yendiği,aslında Recm
cezasının Kuran’da var olduğu gibi bir
rivayet ortaya çıkıveriyor.
Şimdi,şöyle düşünelim,Peygamberimiz zengin,Arkadaşları
zengin,Mekke zengin,her türlü ticari faaliyet zirvede,gelen giden kervanların
haddi hesabı yok , ama Peygamber kendisine alemlerin Rabbinden gelen o değerli
vahiyleri,kemiğe,yaprağa yazıyor.Edebi olarak zirvede olan şairlerin
eserlerinin Kabe duvarına kağıt olarak asıldığı bir dönemde Kuran’ın nelere
yazıldığı insanın içini sızlatıyor açıkçası.Oysa ayette görüldüğü gibi
Peygamberimiz ve arkadaşları Kuran’ı yazılabilecek en güvenli ve değerli nesnenin
yani derinin üzerine yazmışlardır.Bu tutarsız bilgileri okuyanların zihninde
beliren düşünce Mekke’nin medeniyetten uzak,barbar,cahil dünyadan habersiz yaşayan
bir toplum olduğu şeklinde .Oysa Mekke döneminin en kozmopolit şehridir,Kabe
sayesinde dünyanın her yerinden şimdi de olduğu gibi insan ve para akmaktadır.Bilgi
alışverişi çok hızlıdır,Peygamberin de bu gelişmişlikten uzak kalması
düşünülebilir mi? Bu kesin bilgiye rağmen hala deve kemiği,yaprak vesaire
üzerine yazıldığı mitinin yeniden düşünülmesi gerek diye düşünüyorum.
·
Gelelim peygamberimizin maddi durumuyla alakalı
uydurulan rivayetlere.Neymiş Efendim peygamberimizin kendine ait hiçbir şeyi
yoktu,bir elbise bir tası vardı,çoğu zaman aç gezerdi,Yahudiler den borç alırdı
falan filan.Dikkat ediyorum da Peygamberimizin hayatını anlattığı iddia edilen
siyer kitaplarında,çok derinlerde bilinçaltına Peygamberimizi hep aşağılayan,hor
gören,onu acınacak hale düşüren bilgiler mevcut,Kuran içinse üzerinde şüphe uyandıracak bilgiler
verilmekte. Yaprağa,kemiğe yazıldı,yok Recm ayetini keçi yedi,yok efendim
ekleme yapıldı falan.Lütfen biraz mantık diyorum.
Peygamberimiz hiçbir zaman fakir bir insan
olmadı,Peygamberlik görevinden önce zaten Mekke’nin en zengin insanlarından
biriydi kervan ticareti sayesinde.Kırk yaşına kadar da bu işlerle
uğraştı,Peygamber olduktan sonra her gerçek peygamber gibi maddi işleri bıraktı
ve amacına odaklandı,ama unutulmaması gereken en önemli nokta ise peygamber
bile olsa bir insanın paraya ihtiyacı olduğu gerçeğidir,yemek için,barınma
için,ailesi için.Ben şahsen peygamberlerin neden hep 40 yaş civarında olduğunun
hikmetini de burada arıyorum,kendini ve ailesini kimseye muhtaç etmeyecek bir
maddi duruma gelmesi ve ruhani olarak
olgunlaşmanın en yüksek dönemleri olması.Hem ayrıca sanıldığının aksine peygamber beş parasız bir hayat sürmek bir yana,hayatı boyunca köle azat etmiş,fakirlere
yardım etmiştir hatta Veda Hutbesinde hac farizasını ifa ederken 100 deve
kurban edecek ( Hedy ) kadar varlık sahibi bir insandır.Öldüğünde ise hiçbir mal
varlığının olmaması konusuna gelirsek,infak etmiş olma olasılığını düşünmek çok
mu zordur acaba?
Galiba Peygamberimizin hayatının tekrardan yazılması
gerekmekte,rivayetler ve fantastik hikayelerden arınmış,Kuran’a ve tarihi
gerçeklere uyan bir anlayışla olmak şartıyla.
Yazdıklarım sadece beni bağlar,her türlü eleştiri ve
tavsiyelere açığım.
En doğrusunu Allah bilir.
Selamlar.
Ömer Faruk MENTEŞE
http://prenszuko78.blogspot.com.tr/